August 2021

Evet! Haklısınız ! 2021’i henüz bitirmedik. Daha doğrusu bitiremedik, üzerimize yapıştı kaldı. Paragrafa bu şekilde girişmem için birçok sebebim olmalı! Malum hepimiz bu durumlardan muzdaripiz.

2020’den bu yana peşimizde olan Covid-19 ile süregelen pandemi, beraberinde getirdiği, sosyo-ekonomik ve psikolojik etkileri. Ekonomik dalgalanmalar ve grafik eğrilerinin negatife doğru seyrinden bahsetmiyorum bile. Ha! Bir de alım gücümüzün acaba hangi seviyelerde kaldığına… Onları başka bir yazımda uzun uzadıya tartışırız artık.

Peki ya İklim Krizi ve beraberinde getirdikleri! Of bu ne biçim yazı şimdiden gerildim diyorsanız, yazım amacına yavaş yavaş ulaşıyor demektir. Bir de sonuna kadar okutabilirsem o zaman yazmaya daha çok vakit ayıracağım. J

Bir yerde hepimizde bir farkındalık düğmesi var buna eminim. Basılma zamanı geldiğinde, bazı konular hakkında aydınlanmalar yaşıyoruz. Aha! Ben nasıl bunu fark etmedim şimdiye kadar diyebiliyor ve aydınlanma şoku geçtikten sonra yapmamız gerekenlerle ilgili adımlar atmaya başlıyoruz. Hayatımızın birçok alanında aslında dönem dönem yaşadığımız bir döngü.

Sanırım bendeki bu farkındalık döngüsünün çalışma zamanı geldi. Hımm! Şoku sanırım atlattım. J

Bütün kavramlar birbirine girdi bu sene; sağlık, bağışıklık sistemi, sağlıklı beslenme, daha çok evde yemek ,daha çok farkına varmak, akışında ama elinden gelenin en iyisini yapmak, doğa, dünyamız, insan iyi mi kötü mü yoksa iğrenç mi? karmaşası, kaynaklar, iklim krizi, en soğuk yaz, karbon ayak izi, atıksız mutfak, yangınlar,seller felaketler ve rant kaygısında kendi evini tüketen bir insanoğlu!

Bunların arasından ben uzmanlık alanıma yani mutfak kısmına kısaca değinmek istiyorum.

-2020-2021 yılları arasında yaşadıklarımız 2022 ve sonrası için acaba bizi nerelere taşıyacak? Nelere hazırız ya da nelere hazır değiliz hatta bazılarımızın hiçbir fikri yok.  İnsan davranışları üzerinde yapılan birçok araştırmaya göre 2022 ve sonrası için ‘Sürdürülebilirlik ve Sağlık’ başlığını artık daha da merkeze taşımış olarak göreceğimizi söylüyor. Haliyle yeme-içme sektöründeki tüm işyerlerinin de bu kavramı göz önünde bulundurmaları gerektiğini.

Bunun dışında ise bazı başlıklar şu şekilde;

• Doğa’nın hızına adapte olmak
• Kendim ve Dünya’mız için iyi olan
• Farkındalık
• Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Evet, yüzümüze bu maddeler tokat gibi vuruyor. Hepsini bir arada nasıl yapacağız ve süregelen bu alışkanlıklarımız nasıl evrilecek? Ben kendi mutfağımda ve yaptığım işimde kullandığım aslında bu yazdıklarımla hiç ilgisi olmayan malzemeleri nasıl değiştirip adapte edeceğim? (*Aklımda yeni projeler ve fikirler var ve onları bu sene harekete geçirmeyi planlıyorum, bu arada ve aslında böyle bir yazı yazmak istememin baş sebebi de bu konu: DEĞİŞMEK ama nasıl? )

Bazı başlıkları sizin için toparladım:

2good2gether: Yiyecek ve içeceklerdeki bileşenlerin Vitamin’lerle kullanılarak bir sinerji yaratmasını sağlamak. Mesela C Vitaminli içecekler, yiyeceklerde daha çok besin değeri yüksek sebze-meyvelerin tercih edilmesi gibi. ‘Bağışıklık sistemini güçlendiren’ ifadesinin tabaklarda kullanılması. Bu da bize Covid-19’un armağanı diyebiliriz.

Robot’lar geliyor! : Biraz abartmış olabilirim. J Aslında demek istediğim daha hızlı ve otomatik servisin hayatımıza girdiği. Özellikle restoran – kafe sahipleri hepimiz bir anda; eve servis ve online alışveriş’in kucağına düştük bu süreçte. Bu da aslında beraberinde hızlı ve otomatik servisi getirdi. Bazı yerlerde Drone’lar teslimatta kullanıldı, bazı uygulamalar bizde de mesela Getir teması azaltmak için ‘kapıya bırak’ seçeneği çıkardılar ve uyguladılar.

Laboratuvar’dan Tabağa: Bu başlık henüz çok daha yeni ve pahalı bir inovasyon olmasına rağmen. Sürdürülebilir gıda oluşumu için devam edeceği ve daha ulaşılabilir hale geleceğini düşünüyorum. Hatta bazı kaynaklarda bazı işyerlerinin laboratuar üretimi ürünleri kullanmaya başladıklarını okudum. Ki şöyle aslında tohumunu laboratuar ortamında çoğaltarak yapıyorlar. İlk 2013 yılında başlamıştı bu olay hatırladığım kadarıyla ve ilk hamburger’i bu şekilde yapmışlardı. 2022 sonrasında daha ulaşılabilir olacağını ve geleceğin üretim şekillerinden olacağını düşünüyorum. Bazı gıdalar şu an da laboratuarda üretilmekte:

• Bal
• Kahve
• Tavuk Eti
• Kolajen
• Süt (Daha çok bitkisel sütlere yönelim var ama tabi fiyatları çok yüksek ) Badem ya da Soya sütünü o fiyata içmeye kıyamazken bir tatlı ya da pasta yapımında kullanmak şu an pek de olası gözükmüyor maalesef)

Atıksız Mutfak: En çok ilgimi çeken konu bu aslında; buna ayrıca yer vereceğim. Uzuuunn ve geniş bir proje olarak. J

Lokal Lezzetler:  Tabi ki de; evde yemek yapmanın getirilerinden bir tanesi; lokal olana ulaşabilmek olacaktı. Sebze ve meyvelerimizi ona göre seçmeye ve tüketmeye başladık. Birçok yerli üretici, organik tarım yapan üreticiler bu sayede daha çok görünür oldular. Çok güzel oldu; bir taşla iki kuş, hem sağlıklı beslenme ve bağışıklık sistemini güçlü tutmak, hem de aslında atalarımızdan bize kalan değerleri korumak ve yaşatmak.

Yazmak her zaman bana iyi gelmiştir. Yazılan güzel yazıları okumaksa daha da iyi! Umarım sizlerde de güzel bir etki bırakır bu yazım ve birlikte yaşamın keyfini daha çok çıkaracağımız günlere ulaşırız.

..Kaynak: Food Trends 2022

Sevgiler.

A.A.A